Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Final Fantasy veya Chrono Trigger gibi klasikleşmiş JRPG’leri bilirsiniz. Daha doğrusu sıra tabanlı dövüş mekanikleri denildiğinde aklımıza ilk olarak animenin başkenti Japonya gelir. Hatta bana üç tane Japon yapımı olmayan sıra tabanlı bir RPG sayın desem, eminin aklınıza hemencecik gelmez. Durun! Kara kara düşünmenize gerek kalmadı çünkü Cris Tales, Japonya dışı RPG denildiğinde artık hemen aklınıza gelecek bir oyun. Kolombiyalı yapımcıların elinden çıkan bu sevimli oyun, bizlere sıra tabanlı dövüşlerin Japonların tekelinde olmadığının açık kanıtı.
Oyundaki kahramanımızın adı Crisbell. Kendi halinde genç bir yetim olan Crisbell zamanı kontrol edebilen büyülü bir kristalin sahibi olur ve bu kristal sayesinde küçük kasabasının gelecekte yok olduğunu görür. Üstelik olaylar sadece Crisbell’in kasabası ile sınırlı kalmayacaktır. Doğal olarak Crisbell bunu önlemek ister ve hem kasabasını hem de dünyayı kurtarmak için büyük bir maceraya doğru yelken açar.
Cris Tales’in hikayesi, daha doğrusu çıkış noktası ilk bakışta biraz basit görünebilir lakin hem karakterleri hem de sevimli grafikleri ile kendisini bir güzel oynattırıyor. Ayrıca içerisinde sıra dışı mekanikler bulunması da cabası. Mesela zaman kristalleri sayesinde geleceğin yanında geçmişe de göz atabiliyoruz ve bu da olaylara farklı bir açıdan bakmamıza vesile oluyor. Geleceğe bakarak neyle karşı karşıya kalacağınızı kestirirken, geçmişe göz atarak olayların nasıl bu noktaya geldiğini görebiliyorsunuz. Aynı zamanda bir görevi bitirdiğinizde geleceğe bakıp etkisini görmek de harika bir özellik. Yaptığın bir iyiliğin karşılığını bizzat gözlemlemek gerçekten hoş bir ayrıntı olmuş. Dolayısıyla yaptığınız hamlelerin sizler için de ayrı bir anlamı oluşmakta.
Oyuna başlar başlamaz kocaman bir boss ile dövüşerek mekaniklere merhaba diyoruz. Elbette bu dövüş bir tutorial ve kontrolleri öğreniyorsunuz. Aslında çok da zorlu bir yanı yok. Komutlar ve özellikler az çok belli. Yeni özellikler ve güçleri de oyun ilerledikçe öğreniyorsunuz. Kafa karıştırıcı bir yanı yok yani. Sadece bazı zamana dayalı atak ve savunmaları tutturmanın zor olduğunu fark ettim.
Örneğin bazı karakterler ile çift darbe gerçekleştirebiliyorsunuz ve bunun için atak komutunu verdikten sonra zamanlamayı tutturarak bir kere daha X tuşuna (PlayStation’da) basmanız gerekiyor. Tutturursanız çift darbe indirmiş oluyorsunuz, tutturamazsanız karavana. Aynısı savunma için de geçerli. Doğru zamanda tuşa basarsak güzelce korunabilmek mümkün. Benim için pek işe yaradığı söylenemez ve itiraf edeyim, birazcık sinir bozucuydu.
Cris Tales’te ilerledikçe farklı karakterler ve farklı özellikleri kullanımınıza sunuluyor. Dolayısıyla oynanış monotonlaşmıyor ve ortalama yirmi saatlik oyun süresi su gibi akıp gidiyor. Çizgi roman tarzı harika mı harika 2D grafikleri de cabası. Ayrıca içerisinde anime oğlanlar ve kızlar olmayan bir RPG görmek sizi mutlu edebilir zira beni mutlu ettiği kesin. Hem animasyonları hem de içeriği bakımından oyunun Japon kardeşlerinden bir eksiğinin olmadığını da rahatlıkla söyleyebilirim.