Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Yakın zamanda kaleme aldığım bir yazımda Kral Arthur mitolojisi hakkında uzun uzadıya bıdılamıştım. Bildiğiniz üzere gerçekte var olmamasına rağmen, hakkında, gerçekte yaşamış birçok Kraldan fazla bilgi olan birisinden bahsediyoruz. Tarih, edebiyat, film ve pek tabii oyun sektöründe de bu mitolojinin yeri ayrı. Hemen herkesin o ya da bu şekilde hakkında bir şeyler bildiği efsane kral hakkında yepyeni bir oyun da piyasaya çıkma aşamasında…
The Hand of Merlin, özellikle hikayesi açısından bugüne kadar çıkan Arthur oyunlardan ziyadesiyle farklılık gösteriyor zira oyunumuzda Merlin karakteri, kozmik birisi olarak resmedilmiş. Oyunun hemen her yanında da tıpkı Cthulhu temasındakine benzeri birçok farklı kozmik yaratık bulunuyor. Anlayacağınız konusu ile bir hayli dikkat çeken bir oyundan bahsediyoruz… Dediğim gibi tüm senaryo Merlin’in anlatıları üzerine kurulu. Nihai amacımızsa Kutsal Kase’yi Camelot’dan alıp, Kudüs’e kadar götürmek. Sizin de tahmin edebileceğiniz üzere bu öylesine bir yolculuk olmayacak kadar tehlikeli bir macera. Oyun tam bir sıra tabanlı roguelike. Yani zorluk seviyesi hafiften acımasız! Bu sebepten türe yabancı insanların kesinlikle kolay zorluk seviyesinde başlaması gerekiyor. Tabii şu anda erken erişimde olduğundan dolayı ileride zorluk seviyesine de bir ayar getirilebilir.
Oyunumuzu iki kısımda inceleyebiliriz. Birincisi “node”lar olarak tabir edilen ve bölgeler anlamına gelen yerler arasındaki ilerlediğimiz ana harita. Burada gideceğimiz yöne doğru bölgeden bölgeye geçerek maceraya atılabiliyoruz. Her bölge içerisinde farklı bir hikaye, ele geçirilebilecek malzeme ve olası düşmanları barındırıyor. Yolculuk esnasında bir şekilde toplamamız gereken dört farklı kaynak var: Gold, Supplies, Mana ve Renown. Düşmanlarımızı alt ederek kazandığımız yetenek puanları sonucunda seviye atlamak için Renown da harcamamız gerektiği için bu kaynağın çok önemli olduğunu belirtmek isterim.
Oyuna üç karakterle başlıyoruz. Klasik bir D&D ekibi diyebileceğimiz Savaşçı, Okçu ve Büyücü olarak sıralanan bu üçlü, her yeni seviye atladığında karşımıza çıkan rastgele üç özellikten birisini seçmemizin ardından giderek güçleniyor. Yetenek havuzlarında bolca özellik var diyebilirim. Atladığım seviyelerde asla aynı yetenekten iki tane görmedim.
Bu arada içerisine daldığımız şehirlerde karşımıza çıkan olayları tıpkı RPG oynuyor gibi takip edip farklı kararlar verebiliyoruz. Bazı olaylar karşısında da “seçim” yapmamız gerekiyor. Buradaki seçim ekolü, zar atmak yerine, karşımıza çıkan kartlardan birisini seçmek şeklinde tasarlanmış. Bu sayede bir eşya mı kazanacağımız yoksa garip düşmanlarla mı karşılaşacağımız kaderimiz tarafından belirlenmiş oluyor. Açıkçası bu mekanik gayet eğlenceli ve oyuna daha da nüfuz etmesi gerekli diye düşünüyorum.
Oyunumuzun ikinci kısmı ise savaşlar. Skirmish mode olarak cereyan eden savaşlarda, hemen her türlü taktik stratejide olduğu gibi farklı objelerin arkasına saklanarak menzilli saldırılardan kaçıyor, düşmanlarımızı bir an evvel ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Her birimin Health ve Armor’u var. Armor savaş sonunda fulleniyorken, Health ne yazık ki aynı kalıyor. Ancak belirli güçler ile doldurulabilen Health, bu sebepten bir hayli önemli. Bu arada bir karakterin Health’i sıfırlanıp öldüğü zaman, konu kapanıyor. Pek tabii maceramız esnasında yeni yandaşlar bulmak mümkün. Savaşlar çok zor olmasa da hatayı pek affetmiyor. Açıkçası The Hand of Merlin beni biraz meraklandırdı diyebilirim. Özellikle rogulike mekanikleri üzerine kurulu bir taktik stratejiye uzun zamandır ihtiyacım vardı. Konu da biraz kozmik olunca insan ister istemez merak ediyor. Bakalım bittiğinde nasıl bir oyun ile karşılaşacağız?