Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Bir edebiyatçı olarak ismiyle ilgili onlarca sayfa makale yazabileceğimi biliyorum bu oyunun, o derece. Kendisi hakkında araştırma yaptıkça daha da çok ilgimi çeken nadir yapımlardan birisi olmayı başardı Puppeteer. Genelde oyunların ilk bakışları bende fazlasıyla çelişki yaratır. Herhangi bir yapım hakkında onlarca, yüzlerce vaat atılır ortaya ama iş pratiğe geldiği zaman bomboş bir oyunla karşılaşırız. Bu da bir ilk bakış yazısı ama Puppeteer sadece arkasında barındırdığı fikirle bile o kadar güzel gözüküyor ki sonucun hüsran olması bir hayli zor.
The Getaway, Forbidden Siren 2 ve Siren: Blood Curse gibi oyunların animasyon ekibinin başında bulunan Gavin Moore tarafından hayata geçirilecek olan yapım, içerisinde karanlık bir masalı barındırıyor. “Moon Bear King” olarak bilinen bir yaratığın, etraftaki çocukların ruhlarını, kendi kalesini korumakla görevlendirdiği kuklalara çevirdiği bir dünyayla karşımıza çıkan olan Puppeteer, kafası vücudundan ayrılmak suretiyle krala yem olan Kutaro isimli şansız çocuğun hikâyesini konu alıyor. Fakat Kutaro kısa zamanda kendisine yeni bir kafa buluyor ve Moon Bear King’in “Calibrus” isimli büyü makasını çalmayı başarıyor. Şu ana kadar yapılan açıklamalara göre bu makas, karakterimizin kaybettiği kafasına ulaşmasında ona yardımcı olacak ve eve dönmesi için gereken her şeyi yapacak. Gerisini de oyun çıktığı zaman deneyim edeceğiz.
Puppeteer’ın en çok ilgi çeken yönlerinden bir tanesi, üç boyutlu grafiklere sahip olmasına rağmen iki boyutlu bir yapıda oynanacak olması. Belirli bir alan üzerine oynayacağımız Puppeteer, yapımcı firmanın açıklamasına göre ziyadesiyle kolay olacak. Oyunda bulunan birçok kahraman kılıç kuşanmış şekilde tasarlanmış ama ana karakterimiz Kutaro onlardan biraz farklı. Onun en büyük farklılığı, ele geçirdiği farklı “kafalar” sayesinde kullanabildiği özel güçleri. Pek tabii ki büyülü makasını da unutmamak lazım... Kafa konusuna dikkat çekmek istiyorum çünkü oyunun bel kemiğini oluşturmakta. (Anatomi dersi gibi oldu ha.) Topladığımız her kafa hem fazladan sağlık puanı, hem de daha fazla hayatta kalma şansı anlamına geliyor. Yani düşmandan darbe aldığımızda kafamızı kaybedeceğiz ve kafasızken çok daha az sağlığımız olacak. Bu sistemin düzgün çalışması için aynı anda üç farklı kafa kullanabileceğimiz söyleniyor. Haritalar içerisinde birçok farklı kafa da bulunacak ve her kafa farklı bir özelliği ortaya çıkartacak. Misal, hamburger kafayı aldığımızda zıplayan devasa bir hamburgere dönüşürken, kurukafa taktığımız zaman etrafımızda dans eden devasa bir iskelet belirecek.
Her haritada kafalar gibi ufak, ay şeklinde kristaller bulunacak ve kukla benzeri, “Ying Yang” isimli kedimiz aracılığıyla kendilerini saklandıkları yerlerden çıkarabileceğiz. Topladığımız her 100 kristal sayesinde -bir seferliğine de olsa- aldığımız darbeden dolayı hiçbir kafa kaybetmeyeceğiz. Videolarda gözüktüğü kadarıyla oyunun platform mekanikleri hiç de fena değil ama farklı olmaya çalışan birçok platform oyununun yaşadığı sorunlarla karşı karşıya gibi geldi bana. Gördüğüm kadarıyla karakterlerin hareketleri daha bir odunumsu ve zıplamalar gözüme çok saçma gözüktü. Pek tabii ki bu genel görünüş zira oyun platform olarak içerisinde birçok farklılığı barındıracak. Yuvarlanan objelerin üzerinden atlamaktan, düşmanlardan kaçmaya kadar uzanan ve platform denildiği zaman aklınıza gelen her türlü hınzırlık düşünülmüş Puppeteer için. Efsane makas Calibrus kısa sürede kullanımımızda olacak ve ana silahımız şeklinde hep yanımızda bulunacak. Düşmanları biçmek için kullandığımız cihazımızı, aynı zamanda bazı bölümleri geçmek için de spesifik olarak kullanmamız gerekecek. İçerisinde bulunduğumuz renkli dünyadaysa sürekli sahnede olacağız. “Sahne” demişken, oyunun bölümlerinin gerçekten tiyatro sahnesi gibi olduğunu söylemeye çalışıyorum. Puppeteer’ın her bölümü bir tiyatro sahnesi ve biz de bu sahnede hayatta kalmaya çalışan bir karakteri canlandıracağız. Tamamen hareketli olacak sahneler, içinde barındırdığı her türlü objeyle var olacak.
Düşmanları ve dünyasıyla tamamen kuklalara ait bir yapım olacak Puppeteer. Özellikle senaryo gidişatının şu ana kadar PS3 için üretilmiş oyunlar arasından en iyisi olacağının altını üstünü çizen yapımcı ekip, beni fazlasıyla meraklandırmayı başardı. Öyle görünüyor ki mutluluğun ve hüznün bir arada yaşandığı, farklı bir yapım oynayacağız.