Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Bugüne kadar birçok futbol oyunu oynadım, farklı konseptleri deneme şansım oldu ama bu tarz bir oyuna ilk kez tanık oluyorum. Football SuperStars’ı hatırlarım, çok az zaman ayırmıştım ama Lords of Football’u oynar oynamaz aklıma ilk gelen isim oldu. Football SuperStars, kontrol ettiğim futbolcuyu saha dışında da canlandırma, saha dışı aktivitelere yönlendirme ve şöhret peşinde koşturma imkânı tanıyordu. İşte Lords of Football da tam olarak bunu yapıyor, hem de tek bir futbolcudan öte tüm takımın kontrolünü bana bırakarak.
İtalyan oyun yapımcısı Geniaware tarafından geliştirilen ilk oyun olan Lords of Football, açılışı itibariyle zayıf bir veri tabanına sahip olduğunu gösterdi bana. Oyunda dâhil olunabilecek sadece beş futbol ülkesi (Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya) var ama neyse ki alt ligler de oyuna aktarılmış. Ne var ki Pro Evolution Soccer serisinden aşina olduğum “tuhaf” takım isimlerine Lords of Football’da da rastladım. Yapımcının bağımsız olduğunu ve lisans yükünün altına girmesinin pek mümkün olmadığını göz önüne alarak bu konuyu pas geçeyim. Hemen seçtim Manchester City’yi ve oyunun şehir arayüzü karşıladı beni direkt. Bir strateji oyunu gibi kontrol edilen Lords of Football’da kulüp binası ve antrenman tesisleri gibi birimlerin yanı sıra şehir merkezi, bar, restoran, kumarhane ve benzeri etkinlik alanları yer alıyor. Amaçsa basit: Futbolcuları akşama kadar çalıştır, maçlara hazır hale getir, formda tut ve akşamları da gece hayatına sürükle, egolarını tatmin et, mutlu mesut yaşat.
Şimdi süreci detaylandırayım. Manchester City’yi seçtim, şehir görüntüsüne geçtim ve otoparka park ettikleri otomobillerinden inen futbolcularımı gözlemlemeye başladım. Hemen soyunma odasına geçtiler, formalarını giydiler ve büyük antrenman sahasına geçtiler. Futbol sahası parçalara bölünmüş durumda ama sadece tek bir parçası, o da pas antrenmanı çalışmaya atanmış. Hemen saha kontrollerine basıp farklı parçalarda farklı antrenman seçenekleri açtım. Seçim ekranındaki kilitli seçeneklerse oyundaki başarılara göre açılıyor. Bu açılım sürecini, kulüp binasındaki Challenges ekranından takip etmek mümkün. Öte yandan parçalara bölünmüşlük, fizik tedavi merkezi ve jimnastik salonu gibi binalarda da görülüyor ve her bir seçenek, farklı ikonlarla gösteriliyor. Sol üstteki filtreler sayesinde futbolcuların teknik, taktik ve ruh durumları gözlemlenebiliyor ve bu gözlemlere göre program çıkarmak gerekiyor. Futbolcuların profillerine girince aynı başlıklar altındaki detaylar net bir şekilde gözlemlenebiliyor.
Akşam olmadan tüm teknik ve taktik noksanları kapatmak ilk görev, sonrasında gece hayatı başlıyor. Antrenmanı sonlandırdıktan sonra futbolcular hemen üstlerini değiştirip şehre dağılıyorlar. Kimisi bara, kimisi diskoya, kimisi kumarhaneye, kimisi radyo programına yol alıyor. Gece hayatı, futbolcuların performanslarını olumsuz etkiliyor ama aynı zamanda egolarını tatmin ediyor ve asıl görev burada başlıyor. Öyle bir denge yakalamak lazım ki hem performanslar, hem de egolar dert olmamalı. Bu denge yakalandığı an, maçlarda iyi skorlar gelmeye başlıyor ve iyi skorlar da yeni seçeneklere, haliyle daha kapsamlı bir takım kontrolüne yol açıyor. Eğer işler ters giderse ve bir futbolcu kendini aktivitelere fazla kaptırırsa onu küçük sahada cezalandırmak ya da terapi merkezinde tedavi altına almak mümkün.
Oyunun nasıl bir konsepte sahip olduğunu anlattım ve hemen olumlu düşünceler oluştu kafanızda ama durun, daha söyleyeceklerim var. Lords of Football’un konsepti oldukça başarılı ama oyunun “eğlenceli olmak” noktasında bazı problemleri var. Öncelikle şehir arayüzü fena tasarlanmamış olsa da bir hayli durgun, donuk ve sıkıcı. (Omerta: City of Gangsters ile kapışır.) Antrenman ve taktik seçenekleri gayet yeterli ama maçlara geçince yine sıkıntı başlıyor. Maç motoru üç boyutlu tasarlanmış ama bir Football Manager kadar başarılı değil, üstelik animasyonlar vasat. Hal böyle olunca da maçları izlemek yerine direkt skor almaya başlıyor insan ister istemez. Yine de pozisyonlara direkt müdahale edilebilmesi, bir eğlence unsuru olarak yer alıyor maç motorunda. Bir diğer problemse -lisans problemi mazur görülse de- lig ve organizasyon yelpazesinin dar olması. Lisans alınmadıktan sonra veri tabanı coşturulabilir, birçok lig ve organizasyon oyuna dâhil edilebilirdi ama bu yapılmamış. Bu paragrafta sıraladıklarımı toparlayınca da farklı ve başarılı konseptine rağmen “ortalama bir oyun” sıfatı alıyor benden Lords of Football. Yine de saydığım noksanları yok sayabilirsen, Lords of Football ile kendini “futbolun patronu” sıfatıyla tatmin edebilirsin. (Sana diyorum!)