Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Hep merak etmişimdir, tarihteki bazı olaylar hiç gerçekleşmeseydi veya farklı bir şekilde gerçekleşseydi şu an içinde bulunduğumuz dünya nasıl olurdu? İşte Wargame: European Escalation (WEE) böyle olasılıklar üzerine kurulu bir oyun olmuş. 1975 - 1985 dönemi boyunca yaşanan Demir Perde yıllarının, Varşova Paktı ile NATO birliklerinin arasındaki o gerginlik yıllarının değişik bir versiyonu duruyor önümüzde.
Oyunun açılışında tarihin gerçek olaylarının birbiri ardına sıralandığı bilgilerden sonra oyunun geçmekte olduğu döneme geliyoruz ve Demir Perde döneminde ya şunlar olsaydı şeklinde bir varsayımsal dünyaya giriyoruz. Demir Perde deyimi gerçekte 2. Dünya Savaşı ile başlayan ve 1989 yılına kadar devam eden Avrupa’nın bir bölümü ile diğer bölüm ve Amerika arasındaki Soğuk Savaş dönemini sembolize eden ideolojik bir Perde’yi tanımlamak için kullanılmıştı. İşte WEE diyor ki; farz edin bu Demir Perde döneminde psikolojik değil ama gerçek savaşlar olsaydı neler olurdu? Oyunda Demir Perde ülkelerini (Eski Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkeleri) de seçebiliyorsunuz NATO birliklerini de. (Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri.) Her bir ülke birliğinin görevleri ayrı. Oyunun Menu ekranı ilk anda oldukça karmaşık gelse de bu gözünüzü korkutmasın, çünkü oyunun başında adım adım tutorial bölümü ile tüm bu düğmelerin, yazıların ne işe yaradığını öğreniyorsunuz. Menü ekranını ilk gördüğümde açıkçası kendimi yanlışlıkla NATO’nun bilgisayar sistemine girmiş gibi hissettim, menü sanki bir NATO karargahının merkez odasında kontroller ve bilgisayarlarla dolu bir yerde bulunuyormuşsunuz gibi bir his veriyor.
Oyunda ilk hedefimiz emrimize verilen birimlerle Demir Perde sınırını geçmeye çalışan düşman kuvvetlerini bulup yok etmek. Bizim emrimizde bulunan birimler yeşil ile gösterilirken, karşı tarafın birimleri ise kırmızı ile gösteriliyor. Birimlerin isimlerine dikkat edecek olursanız bunların gerçekten o dönemlerde kullanılmakta olan savaş makineleri olduklarını fark edersiniz. Tüm birimlerin özellikleri fare ile üzerine geldiğinizde bir kutucuk şeklinde yanında yazıyor, buradan da biriminizin durumunu, menzilini, kaç mermisi olduğunu, ne kadar mühimmat veya adam taşıdığını görmeniz mümkün. Oyunun kontrolleri oldukça basit, herhangi bir gerçek zamanlı strateji oyununda olduğu gibi birimleri yönlendirmek, bir yerden bir yere göndermek, ateş etmelerini sağlamak alışmış olduğumuz tuşlarla sağlanıyor. Oyun ilk açıldığında kendimizi belirli bir bölgeye tepeden bakarken buluyoruz. Bu bölge 150 kilometre kareye kadar çıkabilen geniş bir alandan ibaret. Bölgeye zum yaptığımızda birimlerin en dibine kadar girip en ince ayrıntıları seçebilirken, iyice açılarak yukardan baktığımızda ise bölgeyi bir harita gibi parça parça, bölge isimleriyle birlikte görebiliyoruz. Birlikler savaş esnasında cephane ve yakıt kaybediyorlar, dolayısıyla yakınlarda bir mühimmat kamyonu olmak zorunda. Grafikler oldukça şaşalı, oyunun temel matematiği birimlerin taş, kağıt, makas şeklinde birbirine üstünlüğüne dayalı. Dolayısıyla birimlerinizi iyi tanımalı ve hangisinin hangi birime karşı etkili olduğunu bilmeniz oldukça önemli. Birimlerinizin moralini de küçük kutucuklar içerisinde görebiliyorsunuz ekranın alt tarafında. Birimleriniz hasar gördükçe ve bölümler boyunca ilerledikçe karargahtan yeni birimler getirebiliyorsunuz. Bunun bir bedeli var. Tabii o da görevleri tamamladıkça sol üst köşede biriken bir puanınız var, birimlerin de kendi puanları var. İşte bu puanlara göre birim alabilmeniz mümkün.
Oyuncuyu oturduğu yerden alıp, tarihin en önemli sayfalarından birinin içine çeken bu oyunun multiplayer seçeneği de mevcut. Benzerleri arasında konusuyla ön plana çıkan WEE, gerçekçi grafikleri, oyun sistemi ve tarihe tanıklık etme hissini vermesi gibi nedenlerle strateji severlerin ilgisini oldukça çekecektir.