Tüm bu koşuşturma içinde olaylara Safehouse denilen, şahsımıza özel bir üsten yetişiyor, elimizin altında bulunan laptop aracılığı ile peşine düşeceğimiz görevi seçiyoruz. Oyunun başında tek tek gelen görevler, zamanla beliren yan görevlerle birlikte dallanıp budaklanıyor. Normalde haritada öylesine duran mekânlar, bir anda görev noktaları haline geliyor ve belirli amaçları yerine getirmemizi talep ediyor. Harita üzerinde bulunan soru işaretli bölgeler, genelde kaynak toplayabileceğimiz yerler anlamına geliyor. Ayrıca görev bölgeleri içerisinde de bolca kaynak bulabiliyoruz. Tek yapmamız gereken iyice araştırmak.
13-08-2017, 15:17
Devamını Oku..
Günümüzde tematik savaş oyunları arasında en popüler olanları, hiç kuşkusuz İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan yapımlar diyebiliriz. Bunun bana göre en mantıklı sebebi, kullanılan teknolojilerin ve tarih aralığının bize en yakın dönemlerden biri olmasından ziyade, savaş sonrasında yapılan propagandanın insanlığın büyük bir kesimine direkt etki etmiş olması. Vietnam savaşı ya da 90’larda yaşanan Körfez Krizi’nin yarattığı yıkım halen taze olsa bile, bu kadar etkili olmamıştır mesela. Konuya Amerikan propagandası olarak bakıldığında da, Sovyetler ve Nazi Almanya’sını düşman görerek büyüyen bir nesle aşılanan .....
13-08-2017, 15:15
Devamını Oku..
Bu Batman’i biliyorsunuz; zengin Bruce Wayne’in gece versiyonu. Yabancıların Superman, Türk halkının ise Süpermen olarak diline pelesenk olan, eskiden donunu dışa giyen yakışıklı, uzaylı ve süper adamı da tanıyorsunuz. Ve yine bildiğiniz üzere bu ikili DC evreninde ara ara buluşur, Justice League altında ise birlikte çalışarak kötülüğe bir dur demeye çalışır. Batman V Superman adlı zorlama filmde ise ikili karşı karşıya getirilmeye çalışılmış ama sonuç hüsranla sonuçlanmıştır.
13-08-2017, 15:12
Devamını Oku..
Sıra tabanlı stratejilerin ve gerçek zamanlı stratejilerin altın çağında büyüdüğümüz için, günümüzde deli gibi RTS arayışında olan biriyim. Özellikle medeniyet inşa etme ve dünya savaşlarını konu alan RTS’ler ayrıca ilgimi çekiyor. Yine böyle arayışta olduğum bir dönemde Wargame: European Escalation ile karşılaşmıştım. Bunu gördükten sonra, oyuna 3-5 birim koyup RTS yaptık diyen yapımcıları bulsam eşek sudan dönene dek tokatlarım, çok net.
13-08-2017, 15:09
Devamını Oku..
Unutumadığın spor oyunları hangileri deseniz, aralarında kesinlikle NBA Jam’i sayardım. Koca kafalı basketbolcuların, akla hayale sığmayacak hareketlerle pota çemberini genişlettiği NBA Jam, arcade spor oyunlarının en iyilerinden biriydi. NBA Playgrounds da bu yapımın ruhani devamı olarak duyurulmuştu. Oyunun görüntülerinin bir hayli şık olduğunu söylemem gerek. Grafikleri bu tarz bir arcade spor oyunu için hiç sırıtmıyor. Yine de hepsinin surat ifadesinin aynı olması garip kaçmış. Karşı takımı 20 sayı farkla ezerken, oyuncuların sırıtması kadar saçma bir durum yok sanırım.
13-08-2017, 15:07
Devamını Oku..
Tıpkı DS’da olduğu gibi, oyuna başladıktan kısa bir süre sonra öleceksiniz. Sonra bir daha, sonra bir daha ve bu böyle uzayıp gidecek. Ta ki tüm mekaniklere alışıp karakterinizi yeteri kadar geliştirinceye kadar… Bir diğer benzerlik de oyunun sunduğu karanlık dünya konsepti. Hoş, The Surge DS’a göre renk patenti ve atmosfer olarak çok daha aydınlık bir dünya vadediyor olsa da senaryo bazlı bir karanlığa sahip. Fütüristik bir dünyada geçen The Surge’de, gezegenimiz insan eliyle bir güzel mahvedilmiş ve biz de bu dünya için hizmet eden CREO isimli bir firmanın devasa arazisi içerisinde oradan oraya koşturuyoruz.
13-08-2017, 14:38
Devamını Oku..
Tarsier Studios tarafından geliştirilen oyun, geçtiğimiz seneki Gamescom sırasında, biraz da kazayla radarımıza takılmış, Tuna daha ne olduğunu anlamadan kendisini oyunun basın özel gösteriminde bulmuş ve gördüklerinden de hayli etkilenmişti. Oyun çıktığı güne kadar da hikayesi konusunda söylenenlerin hepsi ufak bir girizgah niteliğinde, minik minik detaylardı. Şimdi biz sanıyorduk ki, oyunu oynarken hikaye anlatımı konusunda yeni, açıklayıcı bir şeyler göreceğiz.
13-08-2017, 14:22
Devamını Oku..
Carl Sagan’ın bir sözü vardır: “Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya’da mevcutsa, ciddi bir yer israfı söz konusudur.” İlk duyduğum andan itibaren aklıma takılıp kalmıştır bu söz. İnsani kalıplardan bakacak olursak, sonuna kadar da haklı bir söz. Evet, eğer gerçekten böyleyse, ciddi bir yer israfı söz konusu olsa gerek. Sınırları çizilemeyen, bir yerden sonrası sadece tahminlere, teorilere dayanan bir evrenden, sonsuzluktan bahsediyoruz ne de olsa. Ve bu muazzam yapının içerisinde, bir kum tanesi bile olamayacak kadar küçük boyutlara inen dünya, biz insanların tek yaşanabilir yuvası haline geliyor.
13-08-2017, 14:20
Devamını Oku..