Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Tüm bu koşuşturma içinde olaylara Safehouse denilen, şahsımıza özel bir üsten yetişiyor, elimizin altında bulunan laptop aracılığı ile peşine düşeceğimiz görevi seçiyoruz. Oyunun başında tek tek gelen görevler, zamanla beliren yan görevlerle birlikte dallanıp budaklanıyor. Normalde haritada öylesine duran mekânlar, bir anda görev noktaları haline geliyor ve belirli amaçları yerine getirmemizi talep ediyor. (Ki bu da genelde düşmanları yok etmek oluyor.) Üssümüzde, zamanla ulaşabildiğimiz silahları depolayabildiğimiz ve istediğimiz zaman değiştirebildiğimiz bir silah kutumuz bulunuyor. Ayrıca bir adet de “workbench” söz konusu. Burada mesela kendi mermilerimizi üretebiliyoruz. Harita üzerinde bulunan soru işaretli bölgeler, genelde kaynak toplayabileceğimiz yerler anlamına geliyor. Ayrıca görev bölgeleri içerisinde de bolca kaynak bulabiliyoruz. Tek yapmamız gereken iyice araştırmak. Kaynak eşittir yeni mühimmat demek ve bu sebepten oyunda önemli bir yer teşkil ediyor.
Çevre ve karakter modellemeleri, CryEngine sayesinde önceki yapımlardan katbekat daha kaliteli. Karakterimizin çalılıklara saklanmasından, karanlıkta daha zor görünmesine kadar birçok çevresel detayın oyuna ne şekilde etki ettiğini görebiliyoruz. Düşmanlar önceki yapımlara göre daha akıllı olsalar da çömelmek suretiyle, sanki orada yokmuşuz gibi uzun süre kendilerini takip edip boğazlamak mümkün. Bir de genelde aynı yerde duran bir düşmanı ortadan kaldırdığımızda, o noktada devriye gezen diğer birim sanki hiçbir şey yokmuşçasına devriyesini sürdürüyor. Anlayacağınız yapay zekâ yine sıkıntılı.
Karşımıza çıkan görevleri üç farklı şekilde tamamlayabiliyoruz. Bunlar da oyun terminolojisinde Sniper, Ghost ve Warrior olarak geçiyor. İsimlerinden de anlayabileceğiz üzere her biri farklı tarzda bir oyun yapısı sunuyor. İşin esprisi, her görev sonunda davranışlarımıza göre puan kazanıyor ve üç farklı yetenek ağacından birisine yatırım yaparak karakterimizi bu yönde geliştirebiliyor olmak. Özellikle keskin nişancı tüfeği ile yapılan vuruşların hissiyatı çok kaliteli. Fakat fark edildiğimiz anda ölüyoruz diyebilirim. Yani geriye dönüp kaçmak zorlayıcı bir hareket oluyor. Ha bir de düşmanların neden çoğu aynı yüze ve “skin”e sahip onu anlayamadım. Keşke biraz daha uğraşılsaymış… Özetlemek gerekirse, silah yelpazesi ve açık dünya konsepti ile serinin önceki yapımlarından kesinlikle çok daha kaliteli bir oyun. Yine de hem yapay zekâ, hem de yetersiz açık dünya tasarımı oyunu birazcık sıkıcı hale getiriyor. İlla keskin nişancı olacağım derseniz kesinlikle deneyin derim ama detaylar zamanla canınızı sıkacaktır, bunu da unutmayın.