Açıkçası Dragon’s Dogma: Dark Arisen, üretildiği dönem için yeterince iyi bir aksiyon RPG yapımdı. Dragon Age 2’nin biraz gölgesinde kalmış olsa da kendisine münhasır bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı başarmış, büyük satış rakamlarına ulaşabilmişti. Aradan geçen iki yıllık sürenin ardından sırada PC versiyonu bulunuyor…
İzninizle birazcık oyundan bahsedeyim. Oyun açılır açılmaz kim olduğunu bilmediğimiz bir savaşçı ve ekibi ile karanlık bir mağarada etrafa koşuşturuyoruz. Bu kısım bir anlamda oyunu tutorial’ı oluyor ama biz ilerledikçe düşmanlar güçleniyor ve sonunda dev bir Chimera ile savaşa girişiyoruz. Akabinde tüm bu olaylar geride kalıyor ve oyunun tüm hikayesine hükmeden Ejderhanın son göründüğü dönemde uyanıyoruz. Olaylar gelişiyor ve tüm delikanlılığımızla Ejderhaya kafa tutmuşken, kendisi ufak bir tırnak hareketi ile kalbimizi söküp yiyor. Gözlerimizi açtığımızda sanki hiçbir sorun yokmuş gibi yolumuza devam ediyoruz. Karşımızda yarı dolu bir köy ve tamamlanmayı bekleyen birbirinden farklı görevler bulunuyor.
Dragon’s Dogma: Dark Arisen’a girerken bir karakter yaratmamız gerekiyor. Toplamda üç adet sınıf söz konusu; Warrior, Strider ve Mage. Karakterimizin ağzını, yüzünü, sesini ve cinsiyetini ayarladıktan sonra oyuna dalabiliyoruz. Biraz ilerledikten sonra, bizimle bu yolculuğu paylaşacak Pawn’larla karşılaşıyoruz. İkinci köye vardığımızdaysa ana Pawn’ımızı tıpkı kendi karakterimizi yarattığımız gibi tasarlamamız bekleniyor. Bu dakikadan sonra ana Pawn’ımızdan hariç iki farklı Pawn’ı daha ekibimize katarak ilerleyebiliyoruz. Her Pawn’ın kendisine has özellikleri bulunuyor ve her biri bizi farklı şekilde yönlendirebiliyor. Özellikle görevlerimizle alakalı kişileri yanımızda tutarsak büyük avantajları oluyor. Karakterlerimiz düzenli olarak seviye atlıyor. Her seviye bolca yeni özellik demek ama Dragon’s Dogma: Dark Arisen’da karakterimize yeni özellikler katmak için bolca Discipline puanı kazanmamız gerekiyor. Farklı köy, kasaba ya da kalelerde bulunan bazı abilerimiz sayesinde, Discipline puanlarımızı harcayarak yeni özelliklerimizi öğrenebiliyoruz.
Oyun genel olarak vur, kır, parçala teması üzerine kurulu. Bir yere gidip, kafamıza odunu yediğimiz zaman, oranın bize göre yüksek bir seviyeye sahip olduğunu anlayıp, başka yoldan ilerlememiz gerekiyor. Fakat oyun konsoldan devşirme olduğu için sadece otomatik kayıt noktaları ile çalışıyor ve hata yaptığımız zaman genelde çok geriden bir yerden başlıyoruz. Ayrıca grafik kalitesinin günümüz PC’lerinin sunduğu hiçbir nimetten yararlanmadığını da söylemem gerekiyor. Sanki Xbox 360 oyununu bilgisayara yüklemişim gibi bir durum söz konusu. RPG ile olan alakası da bir hayli kısıtlı. Bu oyun yerine Dragon Age 2 (zorunluluktan yani) ya da daha da iyisi, Dark Souls II oynamayı tercih ederim.