Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Bethesda’yı bilenler, görev paketlerini ne kadar sevdiğini de biliyordur firmanın. Özellikle The Elder Scrolls söz konusu olunca, Bethesda’nın ana oyundan daha büyük görev paketi çıkarmışlığını bilenler, aynı gelişmenin Skyrim için de yaşanacağını bekliyorlardı. Bu mucize şimdilik gerçekleşmedi ama yeni çıkan Dragonborn sayesinde, ana oyundan daha büyük bir paketin çıkmasının an meselesi olduğunu hissedecekler.
Drangonborn, Skyrim için yayınlanmış bir indirilebilir içerik paketi, yani DLC. Ancak önceki Dawnguard ve Hearthfire paketlerinden çok farklı bir içerikle karşı karşıyayız, bunu hemen belirteyim. Dawnguard’da vampirlere karşı verilen savaşta görev alırken, Hearthfire’da kendi evimizi inşa etme yeteneğine kavuşuyorduk. Ancak Dragornborn, oyuna başlı başına yeni bir yorum katıyor. Artık The Elder Scrolls dünyasının bir diğer bölümü olan Morrowind’e yolculuk edip Solstheim bölgesindeki maceralara atılıyoruz. Morrowind, hatırlayacağınız gibi, The Elder Scrolls oyunlarının üçüncüsüydü; yani bundan iki önceki oyun Morrowind’de geçiyordu.
Dragonborn’da artık nihayet ejderhaları sürebildiğimiz bir oyuna kavuşuyor ve Skyrim’den son derece farklı bir atmosfer olan Morrowind’de yeni maceralara atılıyoruz. Üstelik yeni paketin içeriği, senaryosu, atmosferi, büyüklüğü onu yepyeni bir oyun gibi hissetmemizi sağlıyor. Sanki The Elder Scrolls’ın altıncısı çıkmış da onu oynuyormuşuz gibi... Bu yeni pakette yepyeni bir mimari, yepyeni bir dünya, yeni zırhlar, yeni silahlar, yeni düşmanlar ve yeni dostlar buluyoruz. Yeni paketimiz, Dawnguard’da olduğu gibi, asıl oyunun içine saklanmış küçük bir macera değil, başlı başına yeni bir heyecan olarak karşımızda duruyor.
Bethesda’nın indirilebilir içerik paketlerini çıkarırken çıtayı sürekli yükseltiyor oluşu aslında güzel bir taktik. Her yeni pakette, öncekinden daha güzel bir deneyim yaşayacağımızı hissederek “hazır ol”da bekliyoruz. Bu yöntemi Fallout 3 için de kullanmışlardı ve her yeni paket, daha da büyük bir macera olarak karşımıza çıkmıştı; en sonunda artık dünyadan çıkıp yörüngede dolanan bir Alien ana gemisinde savaşırken bulmuştuk kendimizi.
Dragornborn’u oynarken, Skyrim’den sonra The Elder Scrolls dünyasının nasıl bir devam oyunuyla karşılaşacağını da merak ediyoruz. Bu oyun daha ne kadar ileri gidebilir, daha ne kadar mükemmeleşebilir, yıllar geçtikçe bizi daha ne kadar şaşırtmaya devam edebilir, büyük bir merakla bekliyorum. Gerçi sırada -yeni Skyrim grafik motoruyla- bir Fallout 4 olması lazım ama olsun; o bile bizi üç - beş sene ağzımız açık ekran karşısında bırakacaktır.