Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Sanctum 2, ilk oyundan haberi olmayanlar için bilindik iki oyun türünün, FPS’nin ve tower defense’in, hiç bilinmedik bir şekilde harmanlanması olarak görülecektir. İlk oyuna saatlerini harcayanlar içinse kendi yarattığı türde bayrağı bir adım daha ileriye taşıyan, serinin yeni oyunudur. Bağımsız yapımcısının ilginç fikri sayesinde tanıştığımız bu yeni türdeki yapımda aksiyon ve strateji tam kararında bir araya getirilmiş. Bu ilginç fikir doğrultusundaki amacımız, haritanın belirli noktalarında ortaya çıkarak üssümüze birbiri ardına akınlar halinde saldıran uzaylılarla başa çıkmak. Bu akınların yönünü değiştirecek duvarlar inşa etmek, oyundaki kilit noktalardan biri olarak göze çarpıyor. Bir diğer kilit noktaysa akınları engellemek için yerleştirilecek saldırı kulelerini belirli bir strateji doğrultusunda inşa etmek.
Ağır zırhlı düşmanlarımız için yüksek hasar veren ama atış hızı yavaş olan kulelerden yararlanmalıyız, hızlı hareket eden ve hatta uçan düşmanlarımız için atış hızı yüksek ama verdiği hasar düşük olan kuleleri tercih etmeliyiz. Oyunun sonucu için asıl belirleyici olansa karakterimizle akınlara nereden müdahil olacağımız. Uzaylıların ilk ortaya çıktığı noktalarda bulunup arkamızdaki kuleler için sağlıklarını azaltabilir ya da savunma hattımızın son halkası olarak kulelerden sağ olarak kurtulanları avlayabiliriz.
Bunları yaparken duvarların üzerinde durmaya dikkat etmek hayat kurtarıyor çünkü yollarına çıktığımız an uzaylıların ilk hedefi biz oluyoruz. Öldüğümüz zaman da uzaylıların üssümüze saldırmak için ihtiyaç duydukları zamanı onlara vermiş oluyoruz. Oyunu tek başımıza oynarken bütün bunlarla yine tek başımıza uğraşmamız gerekiyor. Bu durumda stratejimizi daha iyi bir şekilde belirlemeliyiz zira üssümüzdeki askerlerin dekoratif olduklarını daha ilk akınlar sonrasında fark ediyoruz. “Madem öyle, birkaç arkadaş edinip uzaylı akınlarına neden birlikte karşı koymayalım?” dediğinizi duyar gibiyim. Oyunu daha da zorlaştırmasına rağmen eğlenceyi arttıracak bir fikir olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle oyunda seçilebilen dört farklı karakterin de özelleştirilebilir olması stratejik açıdan büyük avantajlar sağlıyor. Her karakterin bir adet birincil, bir adet de ikinci silahı bulunuyor. Bu silahları seviye atladıkça daha iyileriyle değiştirebiliyoruz. Bunun dışında bölümlerde inşa edeceğimiz kuleleri de oyuna başlamadan seçiyoruz. Seçebileceğimiz kulelerin çeşitliliği de ekstra avantajlar sağlayan perk’ler de yine seviye atladıkça kullanılabilir oluyor. Stratejik avantajları bir kenara bırakırsak dört farklı oyuncunun oynanışı tarzını bir araya getirerek uzaylı akınlarına karşı koymak oyundan aldığınız zevki en azından iki katına çıkarıyor. Online oyunları bulmak için bizi bekletmeyen Sanctum 2, kendi seviyemizdeki oyuncularla oynamamızı sağlıyor ki uzaylılara kolay lokma olmayalım.
Ayrıca akınlara hazırlanırken elimizdeki kaynakları iyi yönetmeliyiz, takım arkadaşlarımızla aynı düşüncede bir savunma sistemi kurmalıyız. Bu sistem genellikle yaratıkların ilk ortaya çıktıkları noktadan, üssümüzdeki oksijen kaynağımıza kadar olan yolu uzatmak oluyor. Bu savunma sistemine dâhil olurken uzaylı akınının ne zaman başlayacağına dikkat etmekte fayda var, aksi takdirde doğrudan oksijen kaynağımıza saldıran uzaylılarla karşılaşabiliriz. Böyle durumlarda yaratıkların önüne geçerek onların dikkatlerini çekebilir ve ölmeden önce en azından birkaçını bizimle beraber götürerek takım arkadaşlarımıza akının üstesinden gelmeleri için bir şans tanıyabiliriz. Eğer “Birkaçını değil, uzaylıların hepsini birden suya götürür ve susuz da.” getirmem diyorsanız, “Hodri meydan!” diyerek sizleri Sanctum 2’ye bekliyorum.