Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Blade & Soul ile ilk karşılaşmam bundan birkaç sene önceydi ve oyunun batı pazarı için ilk kez duyurulduğu ana denk geliyordu. Oyunu ilk görüşümde gerçekten de oldukça heyecanlandım ancak oyunun içeriğine dair pek fazla bir şey bilmiyordum. Uzakdoğu’da ilk çıkışını 2012’de Kore’de yapan ve o günden bugüne sırasıyla Çin, Japonya, Tayvan ve Rusya’ya kadar ağını genişleten Blade & Soul, kısa sürede Avrupa ve Kuzey Amerika da da geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Oyun daha bu bölgelere gelmemesine rağmen, çeşitli yollar ile Uzakdoğu sunucularında oynayan Avrupalı ve Amerikalı oyuncuların sayısı azımsanmayacak derecede çoktu. Ben oyunun resmi olarak Avrupa çıkışını bekledim ve 19 Ocak itibariyle Blade & Soul Avrupa’ya geldi. Öncelikle bu konuda bir beklentinizin oluşmaması için haber vereyim. Blade & Soul bir açık dünya MMORPG oyunu değil. Genel oynanış, çeşitli görevleri yap ve harita harita ilerle şeklinde geçiyor. Antik Çin atmosferinde geçen senaryo üzerinde ilerlerken, aynı zamanda pek çok yan görev de ediniyorsunuz. Oyun içerisinde şu an itibariyle Lyn, Yun, Jin ve Gon olmak üzere dört farklı ırk bulunuyor. Gon sınıfı Destroyer, Kung-fu Master, Force Master sınıflarını seçebilirken; sevimli, kısa boylu Lyn ırkı da Summoner, Force Master veya Blade Dancer olabiliyor. Diğer bir ırk olan Jin, Assasin, Blade Master ve Kung-fu Master sınıflarını seçebiliyor. Sadece bayan karakter seçeneği olan Yun ırkı ise Force Master, Blade Master ve Kung-fu Master sınıflarıyle kısıtlı durumda. Irkımızı ve sınıfımızı belirledikten sonra karakter oluşturma menüsü bizi karşılıyor. Bu anlamda Blade & Soul’un son derece geniş bir karakter oluşturma seçeneği sunduğunu göz ardı edemeyiz. Karakterinizin hemen hemen her detayını değiştirebildiğiniz gibi, her bir menüde geniş bir çeşitliliğin olduğunu söylemem gerekiyor.
Oyuna başladığınızda ilk 12-13 seviye eğitimle geçiyor ve bu sırada beş dakikada bir senaryo videolarıyla karşılaşıyorsunuz. Biraz fazla uzatıldığını düşündüğüm bu sahneleri bitirdiğinizde de gerçek dünya sizi bekliyor. İlk 15 seviyeye kadar, yukarıda belirttiğim gibi haritadaki görevleri bitir ve bir sonraki haritaya geç şeklinde ilerliyor olsak da, bu noktaya kadar pek çok detay öğrenmiş oluyorsunuz. Bir kere oyunda eşya çeşitliliğinin olmadığını belirteyim. Bunun yerine son zamanlarda popüler bir sistem olan var olan eşyayı geliştirme sistemi oyuna yedirilmiş. Aynı Skyforge’da olduğu gibi, elde ettiğiniz eşyayı geliştiriyor ve daha güçlü hale getiriyorsunuz. Eşya yeni seviye sınırlarına ulaştıkça bir takım özel eşyalar ile birleştirerek tekrar önünü açıyorsunuz.
Blade & Soul meslek sistemiyle de geniş bir içerik sunuyor. Oyunda dört farklı meslek seçebiliyoruz. Bu mesleklerden ikisinin crafting, yani eşyalar oluşturabileceğimiz mesleklerden, diğer ikisinin ise toplayıcılık mesleklerinden biri olması gerekiyor. Ancak iki mesleğin birbiriyle uyumlu olması sizin avantajınıza oluyor. Yani eğer demircilik seçip silah üretmek istiyorsanız buna uygun ikinci bir toplayıcılık mesleği olan madenciliği seçerek crafting mesleğinize kaynak oluşturmanız gerekiyor. Aynı şekilde, iksir oluşturmak için Silver Cauldron mesleğini seçerseniz, diğer meslek olarak bitki toplayıcılığını seçmeniz sizin yararınıza oluyor.
Karakter gelişimi için bir diğer önemli adımı ise Soul Shield sistemi oluşturuyor. Soul Shield menünüzde iki adet bölme bulunuyor. Burada iki farklı Soul Shield’den birini seçme imkanı buluyorsunuz. Soul Shield’ler size ekstra özellik kazandırıyor ve oyuna etkisi büyük. Bu özelliklerden faydalanabilmek için ise sekiz adet Soul Shield parçasını birleştirmeniz lazım. Diğer taraftan Soul Shield’inizi upgrade edebiliyor ve daha güçlü hale getirebiliyorsunuz.
Yetenek ağacındaki yeteneklerinizi ise klasik bir sistem ile puanlar aracılığıyla geliştiriyorsunuz; ancak her bir yeteneği geliştirmek için senaryonun belli bir noktasına gelmeniz gerekiyor. Her bir sınıfın çok çeşitli yeteneklerinin olması da oyunun oynanabilirliğini artırıyor.
15. seviyeye geldiğinizde gerçek oyun deneyimi başlıyor ve zindanlar sizin açılıyor. Zindanlara dört veya altı kişilik partiler halinde özel bir lobi aracılığıyla girebiliyor, özel eşyaları düşürmeye veya senaryo görevini tamamlamaya uğraşıyorsunuz. Bu eşyalar genellikle crafting için veya eşya gelişimi için gerekli oluyor. Zindanlar seviye ilerledikçe zorlaşıyor ve 45. seviye yani oyun sonu zindanları da oyun sonu deneyimini bir hayli keyifli hale getiriyor.
Blade & Soul PvP deneyimi olarak da beni tatmin etti. Eğer seçtiğiniz fraksiyonun kıyafetini giyerseniz, her an rakip fraksiyon tarafından saldırıya uğrama ihtimaliniz bulunuyor. Fraksiyon kıyafetini giydiğinizde PK savaşlarını kabul etmiş oluyorsunuz ve rakip fraksiyonun kıyafetini giyen düşmanlarınızla savaşabiliyorsunuz. Bunun dışında ise PvP Arenasında 1v1 veya takım savaşlarına katılabiliyoruz. Açıkçası bir türlü başarıya ulaşamadığım PvP maçları bana işkence gibi geldi. Ben hangi komboyu nasıl yapacağımı düşünürken rakip çoktan üzerimde üç komboyu birden uygulayarak canımı almış oluyordu. MMORPG’lerde açık dünya yapımları daha çok tercih etsem de Blade & Soul bana kendini sevdirmeyi başardı. Ancak yine de çizgisel oynanış oyun zevkini biraz baltalıyor. Bunun dışında oyunda oluşan görsel buglar hala pek çok noktada mevcut. Bunlardan bazıları belli nesnelerin arasından veya üzerinden geçememek gibi küçük şeyler olsa da insanın sinirini bozuyor.
Benim görüşüm, çıkışından itibaren büyük bir ilgiye maruz kalan Blade & Soul, Avrupa’ya gayet iyi bir giriş yaptı.