Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
İş yarış oyunlarına geldiğinde PC kullanıcılarının boynu bükük. Nasıl olmasın ki? PlayStation sahipleri ilk gençliklerini Gran Turismo ile, Xbox’çılar ise Forza serileri ile harcarken, PC’de eli yüzü düzgün bir yarış oyunu oynamanın yolu Assetto Corsa veya Project C.A.R.S gibi herkese hitap etmeyen, ağır, öğrenmesi zor simülasyonlardan geçmekte. Neyse ki bu durum değişmeye aday, çünkü Microsoft’un muhteşem serisi Forza’nın eğlenceli tarafı olan Horizon, bundan sonra Xbox One kadar Windows’ta da boy gösterecek. Bilen bilir, ben arcade yarış oyunları ile yakınlığımı Need for Speed: High Stakes günlerinde falan bıraktım ve o günden beri de bu tür oyunlardan uzak durmaya çalışıyorum. Bu yüzdendir ki benim esas ilgimi çeken Forza Motorsport 6: Apex idi ve Forza Horizon 3 ilk duyurulduğunda da öyle çok ilgilenmedim. Derken Forza Horizon 3’ün basın sürümü sadece Xbox One erişimini kapsadığından ve PC versiyonu 27’sinden önce gelmeyeceğinden oyunu Xbox’ta oynadım ve gördüklerim karşısında gözlerim yuvalarından fırladı… Öncelikle bu defa hikâye Avustralya’ya taşınıyor ve motorsporları sevenlerin yakından tanıdığı Surfers Paradise’tan Byron Bay’e, ülkemizde çok tanınan Yarra vadisinden Outback’e kadar uzanan, devasa boyutta bir harita var önümüzde. Bu defa alelade bir yarışçı değil de bahsi geçen festivalin yöneticisi olarak sırtımızdaki yük de daha ağır. Tıpkı bir oyun firmasının yeni oyun lansmanına için Youtuber’ları davet etmesi gibi, biz de, tanınmış, hayran kitlesi büyük Drivatar’ları kadromuza dâhil etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde Byron Bay’den başladığımız yolculuğumuz Forza Horizon 2’nin iki katı büyüklüğünde, her santimetrekaresi doldurulmuş bir arazide kâh Buggy ile ceylan gibi sekerek, kâh Dodge Challenger ile lastik yakarak sürüyor.
Oyunda 390 civarında araç var ve modellerin pek çoğu Forza Motorsport 6’dan alınmış. İlave olarak oyunun büyük bir kısmı toz toprak içinde geçtiğinden çok sayıda arazi aracı ve buggy de kadroya dâhil edilmiş. Forza Horizon serisinden bekleyebileceğiniz üzere oyun arcade/simülasyon dengesinin arcade tarafına meyilli ve bunu Lamborghini Centenario’nuz ile Byron Bay plajlarını aşındırırken dibine kadar hissedebiliyorsunuz. Tüm bunlar öyle keyifli ki “Ne alaka?” sorusu ağzınızdan sadece bir defa çıkıyor, sonrasında ise oyunun mükemmelliği baskın geliyor, kaptırıp gidiyorsunuz.
Ne demiştik, evet oyun arcade. Son bir senesi Forza Motorsport 6’da geçen birisi, daha üçüncü virajı geride bıraktığı anda sıralamadaki yerine bakıp frene olması gerekenden fazla dokunduğunu fark edecektir zaten. Bununla birlikte Forza Motorsport 6’nın muhteşem modifiye seçenekleri aynen yerinde duruyor. Aracınızın ön, arka kanat tasarımını değiştirebilir, yüzlerce farklı jant arasından istediğinizi seçebilir, lastik tipinden aracın rengine kadar tüm detaylar ile dilediğiniz kadar oynayabilirsiniz. Neticede ortaya çıkan “şey” başka hiçbir oyunda kolay kolay göremeyeceğiniz kadar “size ait” bir otomobil oluyor. Forza Horizon serisinin yapımcısı Playground Games bu seriye başlarken, seneler önce Test Drive Unlimited’ı hit bir oyun yapan her şeyi alıp Forza dünyasına taşımış, araç seçenekleri, kontroller ve modifikasyon seçenekleri gibi pek çok güzelliği de üzerine çeşni olarak ekleyip ortaya birbirinden keyifli iki oyun çıkartmıştı. Bu oyunda da TDU’nun sorunsuz harita ve görev bulma sistemi aynen kullanılmaya devam ediyor ve bu görevlerin sayısı o kadar fazla ve harita o kadar dolu ki oyundan bir iki haftada sıkılma ihtimaliniz “sıfır”.
Bir diğer güzellik, tıpkı Forza Motorsport serisinde olduğu gibi, satın aldığınız araçlar için diğer kullanıcılar tarafından yaratılmış giydirmeleri indirebiliyorsunuz. Otomobillere meraklı olanlar için General Lee renklerinde bir Dodge Charger veya F1 takımı renklerinde bir McLaren 650S kullanmak eminim keyifli olacaktır.
Oyun öyle veya böyle bir senaryoya sahip olduğu için başlarda size “şurada, şu araçla yarışacaksın” diye dayatsa da, kısa süre içinde Forza Motorsport 6’daki yarış formatına dönebilmeniz, şampiyonalar tasarlayabilmeniz (Blueprint) ve istediğiniz aracı satın alarak garajı geliştirebilmeniz mümkün. Daha önce de dediğim gibi oyunu Xbox One S’de oynama şansımız oldu ve konsolda performans ve optimizasyonunun muhteşem seviyede olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Bu grafikleri Windows 10’da görsem belki çok şaşırmayabilirdim ancak Xbox One S’de oyun en ufak bir kare bile atlamadan, FPS düşmesi yaşamaması, şu optimizasyon seviyesine ulaşabilmiş olması takdire şayan.
Bu arada grafikler de Forza Motorsport 6’nın bile üzerine koyarak geliyor, sadece kokpitler biraz daha poligon yoksunu olarak tasarlanmışlar. Belki oyunda “pistler” yerine bir “harita” olması ve bu haritada özgürce çeşitlilik yaratabilmek yapımcıların elini kolaylaştırmış olabilir ancak güneş batımından yağmur efektlerine kadar her şey muhteşem gözüküyor. Ofiste oyunu gören yanımıza geldi diyelim de sadede gelelim. Bakın iddialı bir cümle ile kapatacağım bu kez. Konsol oyuncuları bu duruma alışık ama saçma sapan teknik problemler yaşamadığı sürece Forza Horizon 3 bilgisayarlarımızın gördüğü en iyi yarış oyunu olmaya aday. Benim gibi arcade yarış oyunlarından uzak duruyorsanız ve “Forza Motorsport 6 veya Assetto Corsa bana yeter” diyorsanız bile bu oyunu edinin ve oynayın. Pişman olacağınıza katiyen inanmıyorum.