Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Bence bilinmezlik ve heyecan ayrılmaz ikilidir. Bunun en güzel de örneği kart oyunlarıdır. Arkasında ne yazdığını bilmediğiniz bir kart, bir sonraki hamleniz için çok değerli ya da işe yaramaz olabilir. Asıl önemlisi, bulunduğunuz durumun ne kadar kötüyse o kart için kartı çevirirken duyduğunuz heyecan da bir o kadar fazladır. Peki, elimizdeki tek imkân savunma yapmaksa o kart daha da değerlenmez mi? Oldukça güzel bir karışım gibi duruyor. Prime World: Defenders bu tarife kuleleri ekleyerek kart, kule ve savunma üçlüsünü birleştiriyor. Bakalım bu lezzet nasıl?
Kule savunma oyunları oldukça basit bir mantığa sahiptir. Düşmanlar ekip halinde gelir, yerleştirdiğimiz kulelerle bu düşmanları ana merkeze gelmeden durdurmaya çalışırız. Oyunu güzel yapansa kulelerin ve bu kulelerle kurulan savunma sistemlerinin çeşitli olmasıdır. Herhangi biri aksak kalırsa çok sıkıcı bir oyunla karşı karşıya kalabiliriz. Prime World: Defenders özelinde bu iki maddeyi inceleyelim.
Oyun yatayda ve dikeyde çeşitlilik açısından tatmin edici. Örneğin, güneş ışınlarını yansıtarak saldıran ve klasik ok atan birer kulemiz var. Oyunun başında ikincisine sahip olduğumuz için zaman içerisinde bunu topladığımız diğer kulelerle birleştirerek, okçu kulesini üçüncü kademeye getiriyoruz. Aynı zamanda artifact’lerle seviyesini beşe kadar ulaştırıyoruz. Aslında Diablo’yu anımsatan, mor olan güneş kulemiz, renksiz olan okçu kulemizden daha zayıf kalıyor. Şimdi karar verme zamanı! Bölüme hangisini götüreceğiz ya da hangisi daha aktif kullanacağız? Zaten gelen düşmanlar çeşitli, (Hızlı, ağır, uçan şeklinde sınıflandırılabilir.) yeteneğimize göre aktif olarak kullanacağımız kule sayısı sınırlı, buna karşın bir kuleden üç tane yaptığımızda maliyet enflasyona uğruyor. İşin içinden çıkmak tatlı bir bela ve çok farklı kombinasyonlarla karşılaştığımız güzel bir sorun.
Bütün çeşitliliğe rağmen bir problem mevcut: Sanki bölümlerin tek bir çözümü var. Özellikle son bölümlere doğru bitirdiğimiz bir yeri tekrar oynamak istediğimizde bunu fark ediyoruz. Bu kadar çeşitlilik olmasına rağmen, bu tamamen benim oyun deneyimim, “illaki bu kuleyi kullanmam” gerek hissiyatından kurtulamıyorsunuz. Tekrar güzelliklere geri dönersek bölüm içerisinde hem bizim, hem de düşmanların lehine belli stratejik yerler alanlar mevcut. Oyuncu için kulelerin atış hızını, etkisini ve menzilini arttıran alanlar var. Düşmanların kuleleri için önceden kurulmuş olan totemler, onlara hız ve sağlık gibi bir katkılar sağlıyor. Oyun başında bunları yıkarak hem o bizim için aleyhte oluşan durumu ortadan kaldırıyor, hem de belli bir miktar para kazanıyoruz.
Bazen düşmanlar o kadar yoğun geliyorlar ki kulelere büyülerle destek olmak gerekiyor. Tatminkâr olan listeden kendimize uygununu aktif hale getiriyoruz ama acaba hangilerini saklamak gerek? İşte o da tatlı belalardan bir tanesi. Bu büyüleri kullanarak kuleleri ve başka büyüleri geliştirme mümkün. Gelin bu geliştirme olayını açalım.
Her kule, her büyü, her artifact birer kart. Bu kartları bölüm sonundaki başarımıza paralel olarak farklı seviyelerde kazanıyoruz. Fakat asıl eğlence, ana senaryonun dışında oluşan yan görevlerde Önce beş kart açık olarak gösteriliyor, sonra bul karayı, al parayı mantığıyla kartlar karışıyor. İlk kartı ücretsiz ama sonraki iki kartı belli bir bedel karşılığında açıyoruz ve en fazla da üç kart açmak mümkün. Benim Prime World: Defenders’da en zevk aldığım kısım işte tam olarak burası oldu. Elimde Energy Cannon vardı ve bir eşini bulabilmek için saatlerimi harcadım.
Prime World: Defenders saatlerinizi farkında olmadan alacaktır ama bence bölüm çeşitliliğinde sınıfta kaldığı için hep aynı mantıkla ilerledikçe zaman içerisinde “Şimdi ne olacak?” sorusunu sormanız mümkün kendinize. Biraz daha ilginç bir hikâyesi olsa bu açığını kapatabilirdi. Öykü o kadar da önemli değil belki ama farklı tasarımlar için vakit ayırsalardı gözüm kapalı tavsiye ederdim. Bu küçük ama bence önemli detaydan dolayı tavsiye listemi kule savunması hasreti çekenlerle sınırlamak istiyorum.