Kayıt olmanız sitemizde tam bir katılımcı olmanızı sağlayacaktır. Sitemizedeki beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, mesajlaşma sistemini kullanabilir ve daha fazlasını yapabilirsiniz.
Piyasaya yanlış zamanda çıkıp spotları yeterince üzerine çekemediği için beklenen ilgiyi göremeyen oyunlar sanıyorum ayrı bir dosyanın konusu olabilir, ancak bu sefer piyasaya çıkışını senelerdir beklediğimiz SimCity’nin hemen ardına gelmesine rağmen farkındalık yaratması oldukça muhtemel bir oyun var karşımızda.
Kendi adıma senelerdir beklediğim SimCity’de, Heroes of Might & Magic IV sendromu (Karşılanmayan beklentiler, tat bırakmayan yapısal değişimler...) yaşayınca çoğunluk gibi ben de hayal kırıklığına uğradım. Oyunun saymakla bitmeyecek sunucu sorunlarının yanında, bizzat oyun mekaniğindeki ilginç problemler yüzünden (Şehrinin havası rüzgârın esiş yönünün tersine doğru kirlenenler, alakasız yerlerde trafiği buradan köye yol olanlar, birleşin!) Nisan ayı sonlarına doğru yayınlanan ilk ciddi yamanın ardına sakladık umutlarımızı.
Cities in Motion 2 ise kuşbakışı benzer bir izlenim yaratsa da malum, aslında Loco Mania benzeri bir ulaşım simülasyonu. Şehir size ulaşım altyapısı haricinde anahtar teslim veriliyor; apartman, park, HES yapmaya çalışmıyorsunuz. Buna karşılık şehrin otobüs, troleybüs, tramvay, metro ve deniz ulaşımı tamamen sizin şirketinizin tekelinde. Açık söyleyeyim, bu tür mikro kaynak yönetimi oyunlarında bir türlü dengeyi tutturamayıp garip durumlara yol açmayı başarmak ve yakın çevremin diline düşmek konusunda üstüme yoktur. Seneler önce oynadığım Knights and Merchants’ta bir türlü kaynak yönetimini başaramadığımdan, beyhude halkım şarabı çeşmelerden içerken yiyecek bir gram ekmeğe muhtaç kalmıştı. Cities in Motion 2’yi inceleyeceğimi öğrenince, “Tamam!” dedim, “İşte yine başlıyoruz.”.
Öncelikle ne demiştik, teslim aldığımız şehrin toplu taşımadan anladığı, eğer özel otomobilin yoksa evden işe yürümekten ibaret. Şehrin bohem tarafı bu toplu taşıma yoksunluğuna epey alışmış olacak ki çektiğiniz ilk otobüs hattı, ne kadar iyi planlanmış ve kurulmuş olsun, bir - iki gün boyunca sinek avlıyor. İşlerine yürüyerek gidip gelmeye alışkın insanlarımız, başlarda binerken salavat getirdikleri bu ultra teknolojik nesnelere (Magirus) alıştıktan sonra arkayı dörtlemeye de yavaş yavaş başlıyorsunuz.
Bu noktada oyunun mikro finans yönetiminin son derece kırılgan ve bir o kadar da keyifli olduğunu söylemem gerek. Eğer benim gibi halka hizmet aşkıyla tutuşuyorsanız işiniz var. Bir kere ulaşımı 24 saat boyunca maksimum 15’er dakika aralıklarla sağlama planım fena halde geri tepti. Metrobüste ulaşım kültürü kanımıza işlemiş insanlar olarak, anayolun bir bölümünü tramvaya ayırıp oradan bir de otobüsleri ve binek araçları gönderince çoğu kavşakta bildiğimiz köprü trafiği oluştu. Ben dakika başı tramvay sefer yapsın derken, bazı duraklarda 45 dakika beklemekten hayattan soğuyan vatandaşlarım en sonunda kahredip bildikleri şekilde, yürüyerek eve dönmeye başladılar. Aynı şekilde hatları biraz uzun tutunca giderler kontrol edilemez hale geldi ve neticesinde ne halkımı kurtarabildim, ne de türünün tek örneği, hem metro, hem deniz ulaşımı, hem de tramvay / otobüs / troleybüs işlerini bağlamış, tekelin dibine vurmuş özel şirketimi.
Serinin ilk oyununu daha önce oynamadım ama Unity Engine’dan grafiksel açıdan herhalde ancak bu kadar faydalanılabilirdi; açıkçası grafiksel açıdan oyun SimCity’den daha güzel gözüküyor. Serinin ilk oyununda olmayan gece / gündüz döngüsü ve işe gidiş / işten çıkış yoğunluğu gibi özellikler sayesinde, farklı saatler için farklı ulaşım planları hazırlamanız gerekiyor. Buna göre geceleri ulaşımı belli bir saatte durdurabilir (Yapmayın!), ulaşım sıklığını azaltabilir ve günün yoğun saatlerinde iki katı sayıda araçla servis yapabilirsiniz.
Cities in Motion 2, tam manasıyla bir şehir kurma simülasyonu olmadığından ulaşabileceği kitle bir SimCity ile kıyaslanamaz belki. Ancak karşımızda bir klasik olmasa da beklentileri fazlasıyla karşılayan, önemli farklılıklara ve bazı problemlere (Yol yapımı tek kelimeyle işkence.) sahip bir oyun var; SimCity’nin sorunlarını düzeltmesini beklerken iyi vakit geçireceğinizi tahmin ediyorum.